Kitap Ehi - Rabbi Arayış

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Allah'ın İnsan İle İletişimi

Allah elçilerine verdiği emirler ile insanoğlunun kendisine iman etmesini ve belirli kurallar çerçevesinde yaşamasını istemiştir. Hz.Musa'dan önce de seçtiği kullarıyla iletişime geçer. Ancak özellikle emirlerini ve kurallarını belirlediği Tevrat, İncil ve Kuran satırlarını iletirken insanoğlundan giderek uzaklaşmıştır. Peki neden?




Allah Hz.Musa ile doğrudan iletişime geçmiştir. Elçisiyle bir çok kez bir bulutun içerisinde gökten yere kadar uzanan bir ateşin içinde yeryüzüne inerek onunla konuşur. Ancak Hz.Musa'dan başkasının yanına yaklaşmasına müsaade etmez, buna yeltenenlerin öleceğini bildirir. Yaklaşık M.Ö. 1500 tarihlerinde bu olaylar gerçekleşirken, insanlar devasa ateşe şahit olmuş ve bu durumdan korkmuşlardır. Bakınız Tevrat Tesniye 18. Bölüm (15-18) der ki;

" Allah'ın RAB, senin için aranızdan, kardeşlerinden benim gibi bir peygamber çıkaracak, onu dinleyeceksin, nasıl ki Horebde toplantı gününde: Bir daha Allah'ım Rabbin sesini işitmeyeyim, ve artık bu büyük ateşi görmeyeyim, ve ölmeyeyim diye Allah'ın RAB'den istedin. Ve RAB bana dedi: Söylediklerini iyi dediler. Onlar için kardeşlerinin arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım; ve sözlerimi onun ağzına koyacağım, ve ona emredeceğim herşeyi onlara söyleyecek."

Yukarıdaki ayetlerde gördüğünüz gibi insanoğlu Allah'ın gökyüzünde yarattığı mucizelerle yeryüzüne inmesi onları oldukça korkutur. Bu sebeple insanoğlu yapılan bir toplantı esnasında bunu dile getirir. Bundan sonra Allah artık peygamberleri ile de doğrudan görüşmeyecek ve yeryüzünde insanı korkutmayacaktır. Ayrıca burada belirtilen peygamber anlayacağınız üzere Hz.İsa'dır. Allah Hz.İsa ile doğrudan konuşmamış ancak "sözlerimi ağzına koyacağım" diyerek onu konuşturmuştur. Ve son peygamberimiz Hz. Muhammed döneminde de doğrudan veya dolaylı bir biçimde Allah ile temas yoktur. Allah insanla olan ilişkisine bu kez Cebrail a.s, yani bir elçi ile devam etmiştir. Peygamberimize gelen ayetler ya Cebrail a.s vasıtası ile ya da rüyalar ve duyulan sesler vasıtası iledir.

Allah insanı korkutmadan kurallarını ve emirlerini sıralamıştır. Ancak şahit olunan mucizeler azaldığından bu kez insanın imtihanı daha da zorlaşmıştır. Nitekim insanoğlu artık Allah'ın yeryüzüne inişine ve varlığına şahit olmamaktadır, ve elçilerin bildirdikleri vasıtası ile Allah'a iman konusunda kendileri ile başbaşadır. İnsanoğlunun görmediği bir şeye inanması kendisini sorgulaması ve sınamasını gerektirir. Tüm kitaplarda belirtildiği gibi bu dünya bir sınavdır, ancak gün geçtikçe bu sınav zorlaşır ve insanın kendisi ile mücadelesi başlar. Allah Kuran'da da bir çok kez istediğini hidayete erdireceğini istediğinin kalbini mühürleyeceğini belirtmiştir. Allah kalplerdekini bilendir, işitendir, şah damarından daha yakındır. İnsanoğlunun kendi iç hesaplaşmasını elbetteki bilecektir. En ufak bir iman kıvılcımı olanı mutlaka hidayete erdirir.

Günümüzde son kitap Kuran'ın indirilmesinden yaklaşık 1400 geçmiştir. Okuduğumuz Tevrat, İncil ve Kuran yaklaşık 3500 yıllık bir maziye dayanır. İnanması güç, hesaplaşılması zor bir kavgadır iman etmek. Ancak bu üçlü büyük kitaplar bir bütün olarak okunduğunda Rabbimizi bir nebze olsun anlayabiliriz. Kimileri Tevrat, İncil ve Kuran'ın eskilerin uydurduğu hikayeler olduğunu, İncil'in Tevrat'tan Kuran'ın İncil'den kopya çektiğini, aynı hikayelerin mitolojik efsanelerde ve diğer dinlerde de olduğunu söyleyebilir. Ancak bu kitaplarda yer alan bazı ayetler vardır ki, bunları sadece ve sadece gaybı bilen tek ilah Allah bilebilir. Genellikle bu tarz düşünce sahipleri kitapları okumamış veya okur gibi yapmıştır. Bu sebeple Tevrat, İncil ve Kuran mutlaka okunmalı daha sonra tekrar edilmelidir. Her okuyuşunuzda başka bir şey keşfettiğinizi fark edeceksiniz. Allah hepimize ilim versin,


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder